Meme kanseri ve tarama yöntemleri
- Doç. Dr. İlhan ECE
- 13 Nis 2022
- 1 dakikada okunur
Meme kanseri tüm dünyada kadınlarda en sık görülen kanserdir. Yaşam boyu risk ABD % 12 , Avrupa % 10 dur. Meme kanseri oluşumunda yaş, genetik faktörler, aile hikayesi, adet süresi, beslenme alışkanlıkları, doğum kontrol hapları, alkol tüketimi gibi bir çok etken rol almaktadır. Hastalığın seyrini etkileyen en önemli parametre ise erken tanıdır. Meme kanseri erken tanısı mümkün olan ve tedavi edildiğinde uzun bir ömür beklenen birkaç kanser türünden birisidir. Bu amaçla Dünya'da ve ülkemizde çeşitli takip protokolleri oluşturulmuştur. ABD'de 40 yaşından sonra yıllık yapılması önerilen mamografi ülkemizde 50 yaşından sonra 2 yılda bir şeklinde önerilmektedir. Ayrıca 20 yaşından sonra ayda bir defa kendi kendine muayene, 20-40 yaş arasında 2 yılda bir 40 yaşından sonra yıllık doktor muayenesi ile meme kanserini erken teşhis etmek mümkün olabilmektedir.
Meme kanserinde ideal tarama yöntemi geniş bir nüfus taranacağı için ucuz, kanseri erken evrede saptayabilen, uygulaması kolay bir yöntem olmalıdır. Bu amaçla mamografi ideal tarama yöntemi olarak seçilmiştir. Ultrasonografi tek başına bir tarama yöntemi değil, mamografiye yardımcıdır. Ailesinde erken yaşta meme kanseri saptanan kişiler, daha önce memeye cerrahi müdahale geçiren kadınlar ise meme MR ile taranabilir.
Kendi kendine meme muayenesi mümkün ise kişinin üst tarafı tamamen çıplak ve ayna karşısında iken yapılmalıdır. Meme başından başlayarak tüm memeyi içine alan daireler çizmek suretiyle meme dokusu kontrol edilir. Sonra kollar bel bölgesine bastırılarak göğüs kasları kasılır, bu sırada meme derisinde çekinti olup olmadığı değerlendirilir. Ardından eller başın arka tarafında kenetlenerek göğüs kasları tekrar kasılır, yine çekinti ve meme derisindeki çökmeler değerlendirilir. Muayene sırasında daha önce farkedilmeyen veya yeni geliştiği düşünülen bir kitle tespit edilirse mutlaka bir hekim kontrolü gerekli olur.

Comments